Ruh ve bedenin arındığı ramazanda sağlık açısından en büyük riski iftariyelikler oluşturuyor. Pastırma, kaymak, sucuk ve yağlı peynirlerin birlikte bulunduğu iftar sofraları kalp sağlığını tehdit ediyor.

Ramazanda, diğer zamanlarda olduğu gibi sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeli. Özellikle tatlı, hamur işleri, şarküteri ürünleri gibi karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek besinlerin tüketiminde artış olmakta, buna karşılık başta su olmak üzere sebze ve meyve tüketimi azaltmaktadır. Bu dönemde her şeyden önce sindirimsiz geçen sürede vücut kendini temizlemek, onarmak, yenilemek için zaman bulur. Vücut bu işlerle meşgul olurken tüketilen besinlerin içeriği vücudun bu görevleri çok iyi yapmasına neden olabileceği gibi bu yenilenme  sürecinin hiçbir işe yaramamasına da neden olabilir. Bu süreçte vücudu yağlı besinler yiyerek yağ yakımı ile meşgul etmezsek, kendisini onarmak için ihtiyacı olan sebze, meyve ve diğer bitkisel kaynaklı yiyeceklerle beslersek ramazan ayından fiziki olarak yenilenmiş bir vücutla çıkabiliriz. Ramazanda gelenek halini almış iftariyelikler adı altında tüketilen besinler, aslında genel anlamda şarküteri ürünleridir.

Kaymak ve pastırmaya dikkat

Sucuk, salam, pastırma, kaymak gibi besinlerden oluşan bu ürünler doymuş yağ açısından zengin olup, kalori değerleri de yüksektir. Bu nedenle bu besinleri hangi miktarlarda tüketildiği konusunda dikkat etmek gerekir. Kalp hastaları, kolesterolü ve kan yağı yüksek olanlar ve 60 yaş üzeri bireylerin şarküteri tüketimini en azda tutmaları gerekmektedir. Nitrit, nitrat gibi zararlı maddeler içeren sucuk, salam, sosisle orucu açmak yerine az yağlı peynir, zeytin, hurma ve kuru meyvelerin tercih edilmesi sağlıklıdır. Sucuk, sosis tüketmek isteyenler ise 1-2 dakika kaynayan suda bekletip daha sonra ızgara da pişirmeleri daha iyi olacaktır.